Cumhuriyet döneminde Batı teknikleri alınarak yapılacak olan “musiki” inkılabı konuşulurken, Avrupalı bir profesörün “Bu gelişmeler Avrupa’da 300-400 yılın birikimiyle oluştu” sözlerine karşılık Mustafa Kemal Atatürk’ün “bizim o kadar bekleyecek vaktimiz yok” cevabı, yine Yunus Nadi’nin çok sevdiği Fransız bir şairin “akıllıca bir yavaşlık içinde çabuk yürüyeceğiz” sözleri, Batıyla olan yüzyılların kaybını bir an önce kapatma kaygısını örneklendirir.
Nadi 1924 yılında “rejimin sesi” olma misyonuyla Cumhuriyet gazetesini kurar. Her konuda –yazılarını sık sık Mustafa Kemal’in dikte ettirdiği iddiası unutulmadan– Mustafa Kemal’in istekleri doğrultusunda “rejimin içerden konuşan sesi” olmuş, rejimin kurumsallaştığı ve Kemalizmi ideolojileştirme çabalarının olduğu dönemde kalemini, toplumda ortaya çıkan her muhalif hareket ve düşüncenin karşısında konumlandırmış ve rejimi halka anlatma misyonunu üstlenmiştir. Kemalist düşüncenin içinde barındırdığı eklektik yapı, sahip olduğu muğlaklık ve muhafazakâr yönelimler, Nadi’nin yazılarından da okunabilmektedir.