Neal Stephenson’ın 17. ve 18. yüzyıl başlarında Avrupa’daki siyasi ve dini entrikaları, modern bilim ve ekonominin ilk aşamalarını macera, bilimkurgu ve tarihi romanın benzersiz harmanı içinde sunduğu Barok Döngü üçlemesi Cıva’yla başlıyor.
Cıva, korkusuz düşünür ve ikircikli püriten Daniel Waterhouse’un hikayesi. Barok dönemi Avrupa’sının en büyük dehalarının yanında bilgiyi arıyor. Ama bu aklın güçlülerin kanlı hırslarıyla savaştığı, doğal ya da insan elinden çıkma felaketlerin siyasi manzarayı bir gecede dönüştürebileceği kargaşa içinde bir dünya. Kahramanlarımız Daniel Waterhouse’la sınırlı değil elbette. Jack Shaftoe’yla tanışın. Önce Londra’nın sıradan sokak çocuklarından biri, sonra Vagabondların kralı ve palavracı maceracı. Ortalığı karıştırır ve frengi hastasıdır, küfürbaz, ahlaksız ama hayatını ve servetini biricik aşkı uğruna feda edebilir. Eliza de la Zeur, Viyana kuşatması sırasında Jack’in bir Türk hareminden kurtardığı kız. Sonradan casus ve düşman kralların sırdaşı olacak ve Avrupa’yı finansın yeni doğmaya başlayan gücüyle değiştirecek bir kontes. Diğer kahramanlar mı? Ölümsüz olabilecek Enoch Root adında bir adam, ezeli düşmanlar Isaac Newton ve Gottfried Leibniz, Kraliyet Cemiyetinin çok kıymetli üyeleri ve daha niceleri.
Cıva, 2004 yılında bilimkurgu edebiyatının en önemli ödüllerinden biri olan Arthur C. Clarke Ödülünü ve Locus Ödülünü kazandı.
“Muazzam…Hiç bitmesin diyeceksiniz.” –Time