Aslında hepsi de “Bizi unuttular,” diyordu… Münir Özkul, Aliye Rona, Kadir Savun, Erol Taş, Hayati Hamzaoğlu, Sami Hazinses, Kenan Pars, Özcan Özgür ve Bilal İnci… Türk sinemasının yaşayan ama sanki yaşadığına pişman edilmiş “karakter”li oyuncularıydı onlar… Son yıllarda birer birer kaybetmişlerdi çalışma arkadaşlarını ve dostlarını… Ahmet Tarık, Suphi Kaner, Nubar ve Hulusi ağabeylerini, Cevat Kurtuluş’larını ve daha kimleri kimleri. Evet, yaşıyorlardı ama kendilerini “dostça” ziyaret eden bir genç gazeteciye, “Bizimkisi de yaşamak mı be evlat!” diyecek kadar yaşama isyan ediyorlardı. Biz “unutulmadıklarını” söylerken, onlar, “Hayır! Unuttular bizi, şu halimize bak. Bir aktörün ya da aktristin, hayat damarını kesmek istiyorsanız onu ilgisiz, alkışsız ve sahipsiz bırakacaksınız.” diyorlardı.
Unutulmayanlar’da dokuz güzel insanın birbirinden ilginç yaşam öykülerinin yanı sıra, onların haykırışlarla dolu “son fotoğraflar”ına da tanık olacaksınız. Ve Unutulmayanlar’da Yeşilçam’dan çok Türkiye’yi bulacaksınız.
Türkiye, biraz da onlar değil mi?