Birol Güven TV’de anlatamadıklarını yazıyor!
Ortaya karışık yaşadığımız,Türk usulü hayatımızın keskin bir gözlemcisi o. Toplumun dikiz aynası. O hep bize bizi anlattı. Mutfaktaki gizli kamera, salondaki ayna gibiydi. Türk tipi sitcomların mimarı, bu defa “özelimizi” anlatıyor: ilişkilerdeki komik hallerimizi, gizli kafa içi seslerimizi ve “Yatak odası diyalogları”nı. Akıcı, keyifli ve komik, biraz da yol gösteren, “okunası” bir kitap.
Mümin Sekman
K: Ben o koltukta sevişemem, orada dün akşam babam oturuyordu.
E: Sevişmek için bizim kadar uzun zaman harcayan başka bir çift yoktur!
K: Evet, sadece 3 dakika!
E: Hayır, 2 saat 3 dakika. 2 saat ikna, 3 dakika sevişme!
K: Beni ikna etmeye harcadığın zamanı, bana ilgi göstermek için harcasan bunların hiçbiri olmaz…
* * * *
K: Bir erkek yeni tanıştığı bir kadını yatağa atmak için ne kadar uğraşıyorsa sen de beni yatak odasına götürmek için o kadar uğraşacaksın.
E: İyi de ben her seferinde sıfırdan başlayacaksam neden evlendim ki?
* * * *
K: Sevişmek uzun ve zorlu bir süreç, yatak bunun en son aşaması. Ama sen hep en sondan başlamaya çalışıyorsun. Biraz uğraşacaksın.
E: Bende hiç giriş gelişme bölümleri yoktur. Sadece sonuç vardır.
K: Erkek için cinsellik sıcak suya karıştırılıp hemen içilen Nescafe’dir, kadın için ise kısık ateşte yavaş yavaş pişirilmiş köpüklü bir Türk kahvesi.
* * * *
E: Çiçeği gönderen biz, evlenme teklif eden biz, sık sık ‘seni seviyorum’ demek zorunda olan biz, küçük sürprizler yapmak zorunda olan biz. Eee, siz kadınlar ne yapacaksınız?
K: Erkek olmak yan gelip yatmak değildir. Biz kadınların sırtını yere getirmek kolay iş değildir!