Her ne kadar şeriata göre dünya tarif edilirken Darülislam ile Darülharb arasında kesin bir ayrıma gidilse de, gerçekte bu iki toprak arasındaki sınırlar daha gevşekti. Özellikle erken modern dönemde Osmanlı ile “öteki” arasında uzun zamandır süren bir diplomatik, ticari, mali, kültürel ve dinsel bir işkiler ağı vardı. Bu ağ Asya imparatorluklarına, Avrupa’nın burjuvalaşan modern devletlerine kadar uzanıyordu. Seyyahlar, hacılar, sanatçılar, tüccarlar hep gelip gittiler. Padişahlar belirli malların Osmanlı İmparatorluğu sınırları içine girip girmemesine karar verdiler, insanlar seyahat etmek için izin istediler. Her ne kadar savaşta karşı karşıya kalınabilse de bu ilişkiler hep sürdü.
Faruqhi’nin diplomatik kayıtlar, seyahat ve coğrafya yazıları, birinci ağızdan yazılanlardan oluşan devasa bir kaynakçaya dayanan çalışmasının Avrupa ve Ortadoğu tarihçilerine yeni ufuklar açacağına inanıyoruz.
“Osmanlı araştırmaları alanının önde gelen bir uzmanından ustaca bir kuşbakışı.” —Erik J. Zürcher
“Osmanlı tarihinin dünya çapında bir uzmanından aydınlatıcı bir kitap.” —Noel Malcolm