1883'te Prag'da Yahudi bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen Kafka, tıpkı o dönemde orada yaşayan nüfusun yüzde 10'u gibi Alman dilini kullanan bir yazardı. Yalnız ve zor bir çocukluk geçirdi. Babası kibirli ve baskın bir karaktere, annesi ise bunun aksine entelektüel bir mizaca sahipti. Erkek kardeşlerinden ikisi küçük yaşta öldü. Yahudilik eğitimi, Bar Mitsva töreniyle son buldu. Bir devlet okulunda öğrenci olan Kafka, genç yaşta edebiyat ve sosyalist fikirlerle ilgilenmeye başladı. 1920'de anarşist yazar-gazeteci Milena Jesenskà'yla ilişkisi oldu. Yarım kalan hukuk eğitiminin ardından bir sigorta şirketinde işe girdi. Burada ekmek parasını kazanmak için çalışırken yazmaya da devam etti. Hayattayken Kafka, "Hüküm" ve "Dönüşüm" (1915) gibi iki kısa hikâye dışında bir eser yayımlamadı. Tüberkülozdan ölmeden önce, arkadaşı ve sırdaşı olan Max Brond'dan tüm yazılarını yok etmesini istedi. Brond bunu yapmayı reddetti. Romanları "Dava" (1925), "Şato" (1926) ve "Amerika" (1927) ölümünden sonra yayımlandı. Böylece, Franz Kafka 20. yüzyılın en büyük yazarlarından birisi oldu.